ABHAZLAR öz. is. Abhazlar (Abhazcası Apsua). Kafkasya’da, Abhazya Özerk Cumhuriyetinde (Gürcistan) yaşayan, bir bölümü hristiyan, bir bölümü de müslüman olan bir halk. Bu halka mensup kimse. Türk Lehç. : Kırım., Nog., Kazan. : Abhazlar, Abhazetsler (Rusça’dan); Rom. 1. Abhazi; seminţie caucaziană de religie creştină şi parţial musulmană, care se autodenumeşte Apsua şi alcătuieşte populaţia de […]
ABESLĬK is. Abeslik. Var. abeslĭk. Akıl ve gerçeğe aykırılık. “Agalarga bĭr karaganda, namuslı, küler yüzlĭ, tatlı sözlĭ; lâkin bo perdenĭñ arkasına tez kızmak, abeslĭk, abullabutlık, bazda amansızlık ta saklana.” – (Yaşar Memedemin – Canlanmak). Gereksizlik, yersizlik. Abeslĭkmen ograşmak – Abesle uğraşmak. Rom. s. 1. Absurditate. 2. Zădărnicie, inutilitate.
ABES s. (Ar. abes) Abes. Var. abes. Akıl ve gerçeğe aykırı, anlamsız. Gereksiz, yersiz. Abes kaşmak – Uygunsuz düşmek, saçma görünmek, yakışmamak. Rom. adj. 1. Absurd. 2. De prisos, fără rost, inutil.
ABEÇEDAR is. (Rom. abecedar) Alfabe kitabı; abece. mec. Bir bilgi alanının temel kavramlarını sunan kitap. Rom. s. 1. Abecedar. 2. fig. Abecedar; carte de iniţiere.
ABECE is. (a, b ve c harflerinin adlarından) Abece; alfabe. Eşanl. alfabe. Alfabe. Alfabe kitabı. mec. Bir bilgi alanının temel kavramlarını sunan kitap. Rom. s. 1. Alfabet. 2. Abecedar 3. fig. İntroducere într-un domeniu de cunoaştere.
ABDULAKÖY (Abdulaköy) öz. is. Köstence’nin güney-batısındaki Potârnichea köyünün Türkçe-Tatarca adı. Rom. s. propr. Denumirea turco-tătărească a satului Potârnichea (Jud. Constanţa).
ABDİYEKÇĬ is. Eskiden Türk okullarında Amme cüzü ya da Kĭşkene Abdiyek okuma seviyesinde bulunan öğrenci. Rom. s. Şcolar în clasa întâia, aflat la stadiul de iniţiere la Religie care, în şcolile turce din trecut, era materia principală de studiu.
ABDİYEK öz. is. (Fars. heft’yek – yedide bir). Var. heftiyek. Eskiden Türk okullarında din dersi kitabı olarak kullanılan, Kuran’ın kısa surelerini içeren ve yaklaşık Kuran‘ın yedide bir hacminde olan kitap. “Amme cüzü Kuran’nıñ son, 114’ĭncĭ suresi bolgan Nas’man başlar ve 78’ĭncĭ sure bolgan Nebe’men pĭter. Bu’ga Kĭşkene Abdiyik te der edĭler. … Tebarek cüzü yahut […]
ABDIR SEBDĬR zf. Acele acele, apar topar, saça döke. “Kĭşke satıcınıñ nenesĭ başın köterĭp, abdır sebdĭr etĭp kelgen bo mantolı ve cılan terĭsĭnden yakası bolgan apakayga karay edĭ.” – (Okıma Kitabı – IV). Rom. adv. În grabă, la iuţeală.
ABDIRIKMAK (abdırıqmaq) f. (Ayağı) Takılmak, dolanmak. “Abdırıga ayagı, cüralmay / Bĭr cıgıla, bĭr tura, tozga avnay, / Awuz capmay sögüne: din, iman, kitap. / Sĭlekĭyĭ çıbırıp, tĭl aylanmay.” – (Şevki Bektöre – Esĭrĭk / Emel D.). Ayagı abdırıkmak – Tökezlemek, ayağı dolanmak. Rom. v. A se împletici.