ABDES

ABDES is. (Fars. ab-”su”, dest-”el”) Aptes, abdest. Var.  abdest, aptes, ábdes.  Eşanl. taharet.

  1. Din. Müslümanların ibadetten ve gerekli görülen bazı hal­lerden önce usulüne göre yaptıkları beden temizliği.
    “Al abdest te, oku Yasin hem Tebarek, / Muradıñnı Allah’tan ĭstemek kerek.” – (Mehmet H. Vani Yurtsever – Sultaniye Tepreşte).“Bohşacı Selime’ttay cawşılıkka belsendĭ. / Karamadı oñga solga, / Abdes alıp, ‘Bismillâ’ dep, / Mewlâmdan da yardım tĭlep / şıktı colga.” – (İsmail Ziyaeddin – Toy).
  • Abdes almak – Aptes almak; aptes temizliğini yapmak.
  • Abdes tazelemek – Yeniden aptes almak.
  • Abdesĭ buzılmak – Aptesi bozulmak; yeniden aptes al­mak gerekmek.
  • Abdesĭnde, namazında – Dindar, dine çok bağlı.
  • Abdesĭnden şübesĭ bolmamak – Yaptığı işte bir ku­suru olmadığına inanmak.
  • Awzına abdesmen almak (Bĭr kĭşĭnĭñ adın …) – Onu anarken çok saygılı davranmak.
  • Boy abdesĭ – Boy aptesi; gerektiğinde bütün vücut yıka­narak alınan aptes şekli.
  • Teyemmüm abdesĭ – Su olmayan bir yerde, su niye­tine temiz kum ya da ince toprak kullanarak alınan aptes.

 

  1. Dışkı ve idrar boşaltma ihtiyacı.
  • Abdesĭ kaşmak – Aptesi kaçmak; dışkı ve idrar bo­şaltma ihtiyacı geçmek.
  • Abdesĭ kelmek – Aptesi gelmek; dışkı ve idrar bo­şaltma ihtiyacını duymak.
  • Abdesĭn yapmak – Dışkı ve idrarını boşaltmak.
  • Balaban abdes – Büyük aptes.
  • Kĭşkene abdes – Küçük aptes.

Rom. s. 1. (Relig. Musulm.) Abluţiune; curăţenie corporală, parţială sau totală, efectuată potrivit cu cerinţele ritualului musulman. 2. (Prin metalepsă, de la sensul 1. al cuvântului) Defecaţie, urinare, nevoie (stări fiziologice care impun în continuare, curăţenia corporală).