ABAYLAMAK

ABAYLAMAK (abaylamaq) f.

  1. Dikkat etmek, dikkatli olmak, uyanık olmak.
    “Közĭñnĭ aç, coytılma ey, tatar caş! / Abaylap cür! Awdarılgan car bolır.” – (Mehmet Niyazi – Sagış).
  1. Farkına varmak, anlamak, idrak etmek.
    “Aradan bĭr ay geşmedĭ, bĭzĭm awuşta ĭler tutar kal­madı. A, men endĭgĭ abayladım. Abayladım ama, bek keş.” – (Necp H. Fazıl – Caş Fidanlar).

    “Ömĭrbek cañgız dawranganın keş abaylap alıp, ka­tına ekĭ akaynı şakırdı da kapını aştı.” – (Altay Kerim – Kâniye).

  1. Görmek, fark etmek, önemsemek, dikkate değer bulmak.
    “Mĭna selâmmalekĭm    batırlar, baylar! / Bĭz karĭpnĭ kenarda kĭm abaylar?”. – (Boztorgay).

    “Eger bo şamırlı sokaknı aydınlatkan o camakân carıkları bolmasa, belkĭ bonday magazin bolganın bĭle abaylamaycak edĭler.” – (Okıma Kitabı – IV).

  • Abaylamay konuşkan, awurmay ölür. – Söyle­diklerinin farkına varmadan konuşan, hastalanmadan ölür.

Türk Lehç. : Kırım., Nog., Kazak, Kırgız – abaylamak, -v; Kazan. – abaylau; Özbek – aväylämàq; Uygur – abaylimak, avaylimak; Moğ. – ubaylah, uvaylah;

Rom. v. 1. A fi atent, a fi precaut. 2. A băga de seamă, a-şi da seama, a observa. 3. A băga în seamă, a lua în consideraţie.