ABAYLAMAK
ABAYLAMAK (abaylamaq) f.
- Dikkat etmek, dikkatli olmak, uyanık olmak.
“Közĭñnĭ aç, coytılma ey, tatar caş! / Abaylap cür! Awdarılgan car bolır.” – (Mehmet Niyazi – Sagış).
- Farkına varmak, anlamak, idrak etmek.
“Aradan bĭr ay geşmedĭ, bĭzĭm awuşta ĭler tutar kalmadı. A, men endĭgĭ abayladım. Abayladım ama, bek keş.” – (Necp H. Fazıl – Caş Fidanlar).“Ömĭrbek cañgız dawranganın keş abaylap alıp, katına ekĭ akaynı şakırdı da kapını aştı.” – (Altay Kerim – Kâniye).
- Görmek, fark etmek, önemsemek, dikkate değer bulmak.
“Mĭna selâmmalekĭm batırlar, baylar! / Bĭz karĭpnĭ kenarda kĭm abaylar?”. – (Boztorgay).“Eger bo şamırlı sokaknı aydınlatkan o camakân carıkları bolmasa, belkĭ bonday magazin bolganın bĭle abaylamaycak edĭler.” – (Okıma Kitabı – IV).
- Abaylamay konuşkan, awurmay ölür. – Söylediklerinin farkına varmadan konuşan, hastalanmadan ölür.
Türk Lehç. : Kırım., Nog., Kazak, Kırgız – abaylamak, -v; Kazan. – abaylau; Özbek – aväylämàq; Uygur – abaylimak, avaylimak; Moğ. – ubaylah, uvaylah;
Rom. v. 1. A fi atent, a fi precaut. 2. A băga de seamă, a-şi da seama, a observa. 3. A băga în seamă, a lua în consideraţie.